Dün gerçekleştirilen kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, canlı yayında ülke ve kabine gündemine dair açıklamalarda bulundu.
Elbette en hayati gündem konusu her yıl yaşadığımız ve söndürme konusunda büyük zorluklar çektiğimiz orman yangınlarıydı.
Son olması dileğiyle, bir hafta içerisinde hem Akut gönüllüleri, hem orman işçileri hem de halktan gönüllüler maalesef hayatını kaybetti. Ülke ormanlarının büyük bir bölümü küle döndü, binlerce ormanda yaşayan canlı yok olup, gitti.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği tüm dünyanın malumu ve uzmanlar yıllardır konuyla ilgili uyarılarda bulunuyor. Bilimsel gerçekliğin üstüne bizim ülkemizdeki bir kısım cahilliği, bencilliği, umursamazlığı ekleyin. Onun üstüne sabotajı ekleyin. Onun üstüne tedbirsizliği ekleyin. Son olarak da envanter eksikliğimizi ekleyin. Muhteşem bir kombo değil mi ?
Tepki derecesinde eleştiriler aldım "devleti aciz göstermeye çalışıyorsun." diye ki, keşke "hükümeti aciz göstermeye çalışıyorsun" deselerdi en azından.
Neyse, ben aciz göstermeye çalışmıyorum. Çünkü zaten topyekün aciz durumda, öylece seyrediyoruz. Sabotajların olması tedbir almadığımız gerçeğini, envanter yoksunluğu çektiğimiz gerçeğini, insanların yanarak küle döndüğü gerçeğini değiştirmiyor.
Tüm bu gerçekler buz gibi ortadayken, gerektiğinde "yeşil vatan" diye hamasi nutuklar atılırken, söz konusu orman yangını söndürme olunca yakantop misali sorumluluk atılmaya çalışılıyor.
Ne dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan dün akşam ? "Orman yangını söndürme yetki ve sorumluluğu büyükşehir belediyelerinde. O yüzden kalan 51 ilde artık bu konuyla ilgili AFAD örgütlenecek ve AFAD yetkili olacak." dedi.
Sondan başlayayım. Madem öyle, 51 ilde neden şimdiye kadar AFAD örgütlenmedi ve neden o zaman bizim Tarım ve Orman Bakanlığımız var ?
2.Aynı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Eylül 1998'de "orman söndürme yetkisi Orman Bakanlığı'nındır." deyip, 4 Ağustos 2021 tarihinde de "yetki büyükşehir belediyelerinindir." demedi mi ?
3. Madem yetki büyükşehir belediyelerinin o zaman neden büyükşehir belediyelerine yangın söndürme helikopteri ve ilave 2.000 itfaiye personeli alınması konusunda onay verilmiyor ?
4.Binlerce hektar orman küle dönerken, insanlar vücut bütünlükleri bozuluncaya dek yanıp, küle dönerken "banane, orası benim alanım değil." düşüncesi nasıl gelebiliyor akıllara ?
Son olarak da; "bu vatanın her karış toprağı toprağı kutsalımızdır. Söz konusu orman yangınıysa yetki ve sorumluluğun kimde olduğuna bakılmaksızın, topyekün seferber olunur." demek bir ülkenin özellikle de Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanına yakışan bir cümle olmaz mıydı ?